Bilimin ilerleyişiyle meydana gelen teknolojik gelişmeler, hayatımızda birçok yenilikleri de beraberinde getirdi. İnsanlığın fıtratında var olan; “gelişme” ve “geliştirme arzusu”, ulaşılan “terakkinin” bu noktalara gelişinde önemli pay sahibidir. Ancak yalnızca bununla kalmayıp bu gelişimin sürekli bir ilerleme halinde olmasının sebebi de tam olarak bu denilebilir.
Günlük yaşantıya, dinamizm kazandıran ve onu çok daha hızlı hale getiren teknolojik buluşların yararını göz ardı edemeyiz. Lâkin beraberinde getirdiği zararları da görmezden gelmek doğru bir davranış değildir. Bu duruma, milisaniyeler içinde bilgiye ulaşmakla birlikte doğru bilgilerin yanlışlardan ayırt edilemeyecek duruma gelmesi gibi pek çok örnek gösterebiliriz. Bu buluşlar yaşantımıza yerleştiğinden beri -ki hala gelişmeye ve yerleşmeye devam ediyor- hayatımız olanca ölçüde pratikleşti. Markete gitmeyip ürünleri ayağımıza kadar getirebilmemizden tutun da tek tuşla ülke gündemi ve dünya haberlerine ulaşabilmeye kadar pek çok fırsat bugün elimizin altında bulunuyor.
Fakat zikredildiği üzere bu gelişmelerin olumsuz yanlarını da görmezden gelemeyiz. Özellikle algının esiri olmaya çok açık genç kitlenin, bu teknolojik mecraları çok daha etkin kullanması, bazı art niyetli beyinlerin provakatif faaliyetleri için medyayı potansiyel bir tehdit haline getiriyor. Ve bunu görebilme feraseti olmayan her bir genç birey, bu algı operasyonlarına maşa oluyor, alet ediliyor. Günümüzde gençlik, medyanın ve bazı algı organı “beyinlerin” deyimiyle; “Z kuşağı” adı altında etiketlenme, kendilerine lanse edilen fikirler doğrultusunda köleleştirilme ve belli davranış kalıplarına sıkıştırılarak kuklalaştırılma çabası içerisindedir. Ve maalesef ki bazı gençler, bu etiketleme kampanyasının arka planını göremeyerek kurban olmaktadır. İnsanın özgün düşünme ve fikir üretme yetilerine, kendisine hissettirilmeden ket vurulmakta, bu durum ise çeşitli yollarla kişiye özendirilerek gerçekleştirilmektedir. Bu etiketleme faaliyeti, her ne kadar medyada kabul görse de toplumun ne kadarını yansıttığı bir muammadır...
Fikir üretme hürriyeti elinden alınmamış, düşünceleri güdülmeye muhtaç olmayan, hayalleri belli kalıplara sığdırılamamış bir genç olarak umuyorum ki arkadaşlarım, akranlarım da bu “zihniyetin” farkındadır ve Z kuşağı adı altında etiketlenmeyi asla kabullenmeyecektir.
